- 06/11/2020
- Yayınlayan: Okan Yüksel
- Kategori: Sosyal Medya
Kamuoyunda “Sosyal Medya Yasası” olarak adlandırılan 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 29.07.2020 tarihinde TBMM’de kabul edilerek, 31.07.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlandı.
Kanununa göre günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar (Örneğin; Facebook, Instagram, Twitter, Tiktok, YouTube vd.) Türkiye’de yetkili en az bir gerçek ya da tüzel kişiyi yasal temsilci olarak belirlemek zorunda. Eğer yasal temsilci atanmazsa aşamalı olarak önce para cezaları, sonrasında reklam verme yasağı ve nihayetinde de internet trafiğinin kısıtlanması gündeme gelecek.
Türkiye’de yasanın yürürlüğe girdiği günlerde pandemi yoğun olarak gündemi işgal ettiği için sosyal medya yasası yeterince tartışılmadı. Ancak geçtiğimiz günlerde sosyal ağ sağlayıcılara 10’ar milyon para cezası kesilmesi ve bunun reklam yasağı ile sosyal ağlara erişimin kısıtlanmasıyla devam edecek bir süreç olması tartışmaları başlattı.
Sosyal ağlara erişimin bant genişliğinin daraltılması vasıtasıyla kısıtlanacak olması ifade özgürlüğü konusunda kaygıları artırdı. Türkiye üretim yapan sanayici, KOBİ ve esnaf ise reklam yasağından olumsuz etkileneceği için tepkili.
5 Adımda Sosyal Medya Yasası
7253 sayılı Sosyal Medya Yasası, sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’de temsilci bulundurmalarını zorunlu kılıyor. Eğer bir temsilci atanmaz ve kimlik bilgileri 30 gün içerisinde ilgili makamlara bildirilmezse, aşağıdaki yaptırımlar öngörülüyor:
1. Aşama: 10 milyon TL ceza
Erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılar, yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren ilk 30 günlük süre içinde temsilci atamazlarsa 10 milyon TL para cezası kesiliyor. (Söz konusu para cezası geçtiğimiz günlerde kesildi.)
2. Aşama: 30 milyon TL ceza
Söz konusu sosyal ağ sağlayıcıları verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yine temsilci atamazlarsa para cezası 3 kat artırılarak 30 milyon TL’ye çıkartılıyor.
3. Aşama: Reklam Yasakları
Sonraki 30 günlük süreçte yine temsilci atanmaması halinde Türkiye’deki şirketlerin sosyal medya platformlarına reklam vermesi yasaklanıyor.
İlgili kanunda şöyle deniliyor: “İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan tarafından Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanır, bu kapsamda yeni sözleşme kurulamaz ve buna ilişkin para transferi yapılamaz.“
4. Aşama: İnternet Trafiğinin Daraltılması
Reklam yasağının ardından 30 gün daha geçer ve yine talep yerine getirilmezse sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiğinin en az %50 daraltılması öngörülüyor. Bu şekide söz konusu sosyal ağ sağlayıcılarına erişimin zorlaştırılması, yavaşlatılması gündeme geliyor.
İlgili yasada bu konu şu şekilde açıklanıyor: “Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde Başkan, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir.“
Sosyal Medya Yasası ve İfade Özgürlüğü
Sosyal medya yasası olarak adlandırılan 7253 sayılı kanun, ifade özgürlüğü konusunda haklı tartışmalara neden oldu. Kanunun öngördüğü 4. aşamada Türkiye’de oldukça yoğun olarak kullanılan (Türkiye’nin güncel sosyal medya kullanım istatistikleri için tıklayın.) sosyal ağlarda erişimin kısıtlanacak olması kamuoyunda tepkilere sebep oldu.
Türkiye’deki muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ve sosyal medya kullanıcıları, yasanın cezayı muhattaplarına değil, vatandaşa kestiği yönünde eleştirilerde bulundu.
Sosyal Medya Yasası ve Olası Ekonomik Etkileri
Sosyal medya yasasından olumsuz etkilenmesi beklenen diğer kesimler ise Türkiye’nin üreten gücü sanayiciler, KOBİ’ler ve esnaf oldu. Yurt içi ve yurt dışı pazarlara ulaşmak için dijital pazarlama ve sosyal medyayı aktif olarak kullanan bu kesimler, reklam yasağı ile satışlarında ciddi düşüşler bekliyor.
Özellikle pandemi döneminde işini e-ticaret ile dijitale taşıyan Türkiye’deki KOBİ ve esnaflar, dijital pazarlama olmadan satış kayıpları yaşayacakları için kaygılı. Bu konuda Medya Akademi’de danışmanlık verdiğimiz onlarca şirketten e-posta ve telefon aldık.
Peki, ne yapılabilir?
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı, BTK E. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan kanunun kamuoyunda tartışılmaya başlanmasının ardından bir tweet atarak kanunun amaçlarının, “Türkçe yapılan başvuruların Türkçe cevaplanması; Kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlalinde başvurulara sosyal ağ sağlayıcı tarafından 48 saat içinde cevap vermesi; Sosyal ağ sağlayıcıların, kişi başvurularına ilişkin 6 ayda bir rapor yayınlaması; Mahkeme kararına rağmen, 24 saat içinde hukuka aykırı içerikleri çıkarmayan sosyal ağların, doğacak zarardan sorumlu olması ve son olarak da Sosyal ağ sağlayıcıların, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma yönünde gerekli tedbirleri alması” olduğunu belirtti.
Bu amaçlara ulaşmak hepimiz için önemli ve iyi; ancak yöntem konusunu tartışabiliriz. İlgili yasada yaptırımlar sosyal ağlara yönelik gibi görünse de bunun bedelini Türkiye’deki insanlar ödeyecek.
Kanunun 3. aşamasının Türkiye’ye ekonomik zararı olacak. Şu anda pek çok şirket dijital pazarlama ve sosyal medya reklamları ile satış yapabiliyor. Bundan 2-3 yıl önce bölge dışına dahi satış yapmamış onlarca sanayici ve KOBİ danışanımız, bugün 20’den fazla ülkeye ihracat yapabilir konuma geldi. Pandemi ile ciddi kriz yaşayan esnaf e-ticaret ve bunun ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya reklamları ile ayakta kalabildi. Eğer reklam yasakları söz konusu olursa Türkiye ekonomisi, ekonomimiz ciddi bir kayıp yaşayacak.
4. aşamada ise sadece sosyal ağların bant genişliği değil, Türkiye’deki vatandaşın ifade özgürlüğü daralacak. Bugün sosyal medya Türkiye’deki her kesim tarafından aktif ve yoğun olarak kullanılıyor. Avrupa’da Facebook, Instagram, YouTube ve Twitter kullanımında birinci ülkeyiz. İnsanların kendilerini bu kadar yoğun olarak ifade etmesi, Türkiye’nin demokrasisini güçlendiriyor. Eğer insanların elinden sosyal medyayı alırsak, kendilerini hangi mecralarda ve nasıl ifade edecekler? Bunu iyi düşünmemiz gerekiyor.
Bu çerçevede kamuoyunda “Sosyal Medya Yasası” olarak adlandırılan 7253 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yeniden ele alınmalı ve haklı amaçlarına daha doğru yöntemlerle ulaşabilecek şekilde değiştirilmesi gerekiyor. Aksi halde vatandaşımızı koruyacağız diye vatandaşımıza en fazla zararı biz vermiş olacağız.